4 Mayıs 2014 Pazar

ayça ve zeynep since 1990:)

sabah 06:00 civarı uyandım, her zaman dinlediğim radyo eksen çok sert geldi ben de trt fm'e dönüp klasik müzik dinlemeye başladım. 07:00 gibi haberler başladı, hala dinliyorum, dümdüz bir ses vıdı oldu, zıdı oldu diyor. adamın sesi kötü değil ancak o kadar belli ki görevini yerine getirdiği. benim gibi sadece işini yapıyor o kadar belli. ruhu kalmamış katacak. sonra hayatımın kadınlarından yazmak istedim.
dün gece kadimlilerimle çok güzel bir gece geçirdim. biz çok görüşmeyiz, günlerce birbirimizi aramadığımız olur. ancak ağacın kökü gibidir dostluğumuz, sağlamdır, zemine geniş şekilde yayılmıştır, derindir. kopmaz, uğraşsan olmaz.
genç yaşta sarıldık birbirimize, sonra bırakmadık, kimsenin içinden gelmedi, içimiz kaynaşmıştı bir kez. bir o kadar farklı bir o kadar aynı olduk. yargısız...birbirimize sevgimiz hep öyle oldu. beraber hep çağladık, ergenden devrildik kocaman kadınlar olduk. çok yaşadık, değişik yönlere gittik, birbirimizden gitmedik. yan yana çok eğlendik büyümemekten. hala eğleniyoruz. bir araya gelince zamansız, yaşsız oluyoruz. kelimeler akıyor, bitmiyor bir de.
grimiz de oldu pembemiz de. hiç bir konuyu bitiremedik şimdiye kadar, hep başkasına zıpladık. hiç bir konuşma tamamlanamadı, hiç... ama herşey anlatıldı aynı zamanda. işin sırrı burada kendi dilimiz var bizim:) yereriz de diğerini gerekirse, diğeri dinlerse, dinlemezse...hiç dert değil, gönlü üzülmesin yeter. bu kadarız işte gönlümüz ve vicdanımız kadarız, açık, olduğu gibi. işte tam bu yüzden öyle güzeliz ki o kadar olsun. biz yıllardır birbirimize sarılıyız. ömrümüz olduğu sürece de sarılı olacağız. daha neler neler...
bu iki kadın hayat taşımda iyi ki var. hayat hikayesi onlarla, varlıklarıyla pek güzel.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder