31 Mayıs 2014 Cumartesi

gözdağı


gözdağı diye bir belgesel var, gezide gözünü kaybedenlerle beraber  ilk 48 saatin anlatıldığı, facebook ve emre sağ olsun haberdar oldum, nerede nasıl izlenir derken bizim servis şoförünün sayesinde gösterimde olacağını öğrendim (servis şoförümüz efsane, ayrı yazı konusu), hiç tivitıra bakmamıştım gün boyunca. bakınca gördüm ki gözdağı ckm'de gösterilecek. pergelleri açtım bir koşu gittim, salon doldu taştı. belediye başkanı konuşma yaptı, ilk defa tanıştım bu sayede, bence çok içten ve güzel bir konuşmaydı. ölenler, aslında öldürülenler için saygı duruşu yaptık. sonra başladı belgesel. her zaman yanımda taşıdığım adı bizlerde selpak kalan paketi yakınıma aldım, biliyordum her an yaşlar inebilirdi gözümden. izlerken,  bu bildiğin savaş. özgürlüğün savaşını yaşamışız, bir ağacın vereceği gölgenin savaşını dedim. öldürme, yok etme, ben dedim olsun savaşı değil ama...işte bu hiç anlaşılamadı.
bu savaş dünyadaki en güzel savaş bence, öyle özgür, öyle yeşil, öyle haklı. gösteri sırasında pek çok alkış pek çok yuhalama oldu, izlediklerim zaten bildiklerimdi, tekrar öğrenmemde sakınca yoktu.
gözünü kaybedenlerin söyledikleri ise...hepsi aynı şeyi söyledi özünde, "pişman değilim bana bunu yapan pişman olsun." nasıl güzel yürekleriniz var.
gösteri bitti, can dündar'ı çağırdılar sahneye, ortalık yıkılıyor bu sırada, ekibini çağırdı can dündar, sonra barış atay'ı (gösteri başında gelmişti ve salona girdiği anda herkes deli gibi alkışladı kendini, o kaçtı, arkamdaki gençler, o popüler olmayı sevmiyor dedi.) barış atay yok o sırada.
dedi ki can dündar "biz bunları deniz gezmiş'lerden öğrendik ağebeyi ve kardeşini sahneye davet ediyorum." deniz gezmiş'in ağabeyi atilla ilhan'dan ( istek üzerine) bir kıta okudu, ararsam bulurum da şu an hatırlamıyorum, fidanlı idi dizeler onu net hatırlıyorum. sonra belgeselde yer alan, o gözünü kaybetmişler çıktı sahneye...ben selpak adlı arkadaşla samimi oldum o sırada. lafı uzatmayalım dediler hep, azıcık ama kocaman söylediler. çok mütavazı ve çok yücelerdi, çok canlardı. barış atay da saklandığı yerden çıkıp geldi, o da gözünü kaybedenler gibi bir iki laf söyledi, o da çok güzel söyledi.  ağladık ve güldük.
hayatını kaybedenlerin ailelerinden gelen mesajlar okundu. berk kuzumun babası da yazmıştı.alkışlar göğü deldi.
o gidenler, yerlerde sürüklenenler, emir verildiği için acı çekenler, o ölenler. size saygım sonsuz. emeğinizin hakkını ödeyemem. o ağaç, o park, o yeşil.
ömrü hayatımda en azından en çoğuna gezi eylemini gördüm, yaşadım. biz hep beraber yaşayabiliriz onu bir kez daha, binlerce kez daha öğrendim. biz ve siz diye ayrıştırmayı birileri yarattı. bende öteki yok ki.niye onlarda var?
unutursam kalbim kurusun.gezi herkese ders olsun. özgürlük dünyanın en güzel kuşu, "öteki" ile beraber. ölen o çocuklar.....ah ölen o çocuklar. vebali gereğine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder