23 Nisan 2014 Çarşamba

görece

bir kez daha fark ettim ki herkes anısını kendine göre hatırlıyor ve yaşıyor. sen o anda kırılmışsın mesela, o başka şekilde yaşamış, çoşkuyla anlatıyor. bir an var ikinizde ortak, ortağınız var, ama hissiyatınız aynı değil. bunca yıl sonra daha başka bakabiliyorsun, onun dilinden coşkusunu dinleyebiliyorsun. vay be değip kendi kayıtlarında nasılmış bakıyorsun. yaktığı anı ve anları da unutmuyorsun, yaş alınca bunları öğreniyorsun, yaşamak lazımmış diyorsun. yaş almak yaşanmışlığın getirdiklerine daha bir normal bakmak zaten.ama zaman lazım, o geçmeden zor bazıları. anılar çok görece.

18 Nisan 2014 Cuma

plak

kimilerimizin hayatı bozuk plak gibi. aynı noktalarda tekrarlayıp duruyoruz, takılı kalıyoruz, hep benzer dertlere sürüklüyoruz kendimizi. plak dönüyor, hep aynı nota ve aynı anlamsız seste. bizim başımız dönüyor, yüreğimiz burkuluyor, acılanıp, tövbeleniyoruz ancak vazgeçmiyoruz.  iğneyi en başa koyup tekrarlıyoruz, aynı plaktan başka ses çıkarmasını bekliyoruz. bu sırada çiziklerimizin sayısı artıyor, derinleşiyor, çiziklerle yaşamayı öğrenip yine de aynı döndürüyoruz, oysa çember belli, başı sonu belli.

çiziksiz plak olmadığı gibi insan da olmaz. sadece, aynı çiziklerin üzerinden gidip derinleştirmenin anlamı yok. daha derin olunca daha iyi bozuk çalmıyor.

13 Nisan 2014 Pazar

5 Nisan 2014 Cumartesi

kimsesiz saatler

sabahın bu saatlerinde  pencereden içeri yansıyan ses azalır, sanki arabalar, insan, yaşam yok olur. donuk bir hal  bürür hayatı. biri "aa" dese ödünü koparacak sessizlik hakimdir.öğrenciliğimden beri severim bu saatleri. kimsesiz saatleri severim. pencereden kafanı uzatıp baktığında insanların ne yaşadığına dair yorum yapabileceğin çok fazla ışıklı ev yoktur bu saatlerde. yapacak bir şey yok gibi görünse de, başkalarına dair hayallere kapalı gibi olsa da, insanın içini, hayalini, kendini  sessizlikte büyüten saatlerdir bunlar. hayallenme ve yüzleşme saatleridir. ne gece ne sabahtır, kendin saatleridir.
biraz sonra martılar ve kargalar kendi şarkılarını söylemeye başlayacaklar, gerçekten çirkin sesleriyle. fakat o çirkin sesler de nasıl yerleşmiştir yaşamımıza. :) çirkin de güzeldir. hepsi görecedir.
hayatın mecburiyetlerinden çok yaşayamıyorum artık bu zaman dilimlerini, ancak geceye inancım baki, gece yalın ve gerçek, gece içine çekilip tutulası, gece yaşanılası, kalınası...
ezan okundu, kargalarla martıların zamanı geldi:)
 

across the universe dinleyin:)

2 Nisan 2014 Çarşamba

sanrı

seni özlemek daha güzelmiş,
rötuşlanmış fotoğraf gibi hatırlıyor ya insan o zamanları.
güzel haliyle.
renkleri kendince uyum içerisinde,
bir bütün olarak ve ahenkli.
anları dondurduğun fotoğraflarda olduğu gibi...
yaşarken.
caddebostan,istanbul,2013