3 Mart 2014 Pazartesi

pazar esintisi

güzel bir pazar yaşadım, çok eğlendim kendimce kendimle iken. hep sıkıntı anlatmayalım. hava güzeldi, kalktım sahile gittim, yürüdüm, sadece bu fotoyu çektim. yine insan yine insan, ne çok insan dedim, yoldaki kedi köpekleri sevdim. sahilden yukarı yürümeye başladım, daha önce görüp beğendiğim bot indirimdeydi ve hala  çok güzeldi: hemen aldım tabii.didem'in değimiyle tipik özgün botu aldım. ben botumu çok seviyorum:) o hizada başka bir mağaza daha var, değişik, güzel şeyler satan, kapatıyoruz yazıyor diye daldım, kıyafetlere bakarken söylediklerim mağaza sahibini güldürdü, ne kadar iyi enerjiniz var dedi, anlar ne önemli izlenimlerde, yolda yürürken görse belki sinir olurdu bana.
neden kapatıyorsunuz diye sordum, toptancıyız perakende olmadı dedi, konu konuyu açtı, geldik yurdum ekonomisine, oradan buradan bir sürü müşterim var, çok rahat olanlar bile artık kartın kesim tarihini beklesek olur mu demeye başladı, para yok dedi. oradan bir başladık sohbete, kıyafetler masanın üzerinde biz hararetle konuşuyoruz. o sırada bir kadın geldi, belli, muhabbeti var mağaza sahibiyle, bilmem kime uğradım çok üzgün, dükkanı kapatıyor dedi. pek çok dükkan kapatıyor ya da iş değiştiriyormuş. onun dediğine yorum yapınca muhabbet büyüdü, nasıl kaynaştık, ne konuştuk, ne güldük, eğlendik ve ne ağladık çaktırmadan. 
sonra gelen kadın kuaförmüş, bana sen ikizler misin dedi:) burç vardır yoktur, mevcut olanı bildi. evet dedim ikizlerim, mağaza sahibi hiç öyle düşünmezdim, yalanım yok ikizleri de sevmem dedi, seveni yok ki dedim:) sizi çok sevdik, saçınıza bir şey yaptırmanıza gerek yok, kahve içmeye gelin dedi kuaför olan. gelirim dedim, bir sarılıp öpüşmediğimiz kaldı. çok severim böyle sohbetleri, bir anda kaynaşır, paylaşır olay yerinden mutlu ayrılırsınız, yeni şeyler öğrenmiş olarak. burada ben biraz da alışveriş yapmış olarak döndüm eve :) esas almayı düşündüğüm istanbulkart ise unuttum.
arkadaşım uğradı,iyi oldu az da olsa görmek. yemek yaptım, çamaşır yıkadım. bir daha çıktım dışarıya, gittim en sevdiğim büfeye( istanbul'a geldiğimden beri en sevdiğim büfe) istanbul kartınız var mı dedim, seninkine ne oldu dedi, firarda sanırım dedim, yeni kartı aldım. bu kalır işallah dedi, hayatımız işallah maşallahla zaten dedim, güldü, doğru dedi. ortaokulda mizah dergilerini bu büfeden alırdım, müdavim müşteri olunca sohbet de güzel oluyor. 
eski komşuma uğradım, sabriye teyze'me, bir kahvesini içtim. anılarını dinledim, gitme ne varsa beraber yiyelim dedi, yok dedim gitmem lazım. sevdim anne babamı hatırlatan o halini, her zaman olduğu gibi. 
peynir almışım fazlaca, börek yapayım diyerek yufkacıya gittim, oradaki amcalardan biri bizim iş yerinin servisini de yapıyor, onunla da sohbet ettik, yufka açan diğerleri bizim muhabbete kulak kabartıp güldüler, onlara bol bereket dileyip yine geldim evime..kimin yiyeceğini bilmediğim böreği yaptım. iş yerinde sevdiğim üç beşe paket yaptım sonra.
fazla sosyal bir böcek halinde dolandım durdum işte orada burada. 
yarın pazartesi, olsun, çok mutlu bir pazar yaşadım gerçek insanların içinde, güldük ağlanacak halimize, iyi bir hafta olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder